Doğaya Dönüş Kararı

Anasayfa Blog / Doğaya Dönüş Kararı

Doğaya Dönüş Kararı

image

İnsanoğlu keşfetmeye doğduğu anda başlar. Bir hengame içine doğar belki de… Kendi kültürümüz adına konuşacak olursak, kalabalık içine doğar ve büyük bir insan kalabalığına ilk günlerini atar. Çocukluğuna geldiğinde ise keşfetmeye başlar. Merakla ve heyecanla her gün keşfetmeye doğru ilerler.

Bizim karavan hayatımız da kalabalık insan güruhundan kaçmak istememizle başladı. Hatta büyük bir şehirde yaşamıyor olmamıza rağmen... Bir gün bir kafede kahvaltı yapıyorken zihnimizde dolanan gürültü kendimizi sorgulamamıza neden oldu. Nereye geldik? Nereye gidiyoruz?  

Sorular sormaya başladık. Her yere yetişmeye çalışıyoruz. Hep bir hız ve yarış halindeyiz. Küçük ya da büyük şehir farketmiyor artık. Herkes zamanla yarışıyor. Zaman içinde kaybolmuş bir zihinle belki de zamansızlık yaşıyoruz. Hep şu cümleleri duyuyoruz: “Zamanım yok.” Olmayan şey gerçekten zaman mı? Yoksa kontrolsüz hatta freni kopmuş bir araba gibi savrulmak mı?


Kendimize dedik ki: “Biz bir ağacın altında zeytin, peynir yesek de mutlu olur muyuz?” Sonra cevap verdik elbette. -Kesinlikle oluruz. Sonra bir bakmışız aslında biz ruhumuzda ki öze yani doğaya dönmek istiyoruz. Bir kafede bangır bangır bir müzikle kahvaltı yapmak değil de tozlu biz ağaç altında kuş sesiyle dinginleşmek istiyoruz. 100 km hızla giderken hayatı kaçırıyoruz. Yoldan geçerken ulu bir çınar ağacı altında oturmak, bakir bir gölde manzaraya bakmak, geceleri deniz kenarında dalga sesiyle uyumak… Düşünmesi bile ruhumuzu dinlendirdi. Üstelik kafelere ödediğimiz yüklü miktar kahvaltı paralarının hiç biri yok. Yol kenarında görülmüş ve beğenilmiş bir ağaç altı var. Belki de kuytuda bir düzlük…


Tüm bu düşünceler sonucunda doğayla bütünleşme aşamasına geçip ne istediğimizi anlamış olduk. Çadır ve kamp malzemeleri alarak işe koyulduk. Assos bölgesinde deniz kıyısında gece dalga sesiyle uyuyup uyanmanın hazzını daha önce neden yaşamadık diye düşündük. Huzur bir surete bürünse, deniz sesi olabilir mesela bizce. Doğal bir dalga sesiyle uyumanın ve uyanmanın keyfini nasıl anlatsak az aslında… İlk kamp deneyimimizden sonra kesinlikle aradığımız ortamı bulmuş olmanın mutluluğu vardı üstümüzde. Biraz da hüzün… Otellerde kaybolmuş zamanlara üzüldük fakat hiç bir şey için geç değildi. Fazlaca duygusallaşmış ilk deneyimin ardından neler yapabiliriz diye düşündük. İnanmayacaksınız belki ama 2 kere çadır kurup topladıktan sonra karavan almaya karar verdik.


Küçük bir karavanla başlayıp daha fazla özgür zaman istedik kendimizce. Her yere sığan, kolayca baş edebileceğimiz, bize karavancılığı öğretebilecek bir karavan alalım istedik. “carettamyclub” böyle doğdu aslında. Kafede bir hengameden kaçmak isterken, sakinliğe giden bir yol arama düşüncesiyle yola çıktı. Kar amacı gütmeden daha kaliteli nasıl yaşarız diye sorgularken…

 Sakin bir yaşam herkesin hayali. Sakin yaşama giden yolda fazlaca emek var. Kişi kendine öncelik şunu sormalı: “Ne İSTEMİYORUM.” Evet yanlış okumadınız. Bizce istenilen şeylerden ziyade istenmeyen şeylerden kurtulmak daha sade ve dingin bir hayata geçişte önemli bir etken. Biz kendimize gürültü istemiyoruz dedik ve sakinliğe nasıl erişebiliriz derken karavancı olduk.


Karavancılığa başlarken de ihtiyaçlarımızı belirledik. Yatacak hazır bir yatak, ansızın yola çıkmak istediğimizde bizi uğraştırmayacak küçüklükte bir karavan… Ayrıca mutfak ihtiyacımızın minimal seviyede iş görüyor olması bizim için yeterliydi. Caretta1500 modeli tüm bu ihtiyaçlarımızı karşıladı. 1 yıldır hemen hemen her hafta sonu doğada uyanmaya gayret gösteriyoruz. Doğada uyandığımız her sabah yüzümüzde ki mutluluğu görseniz sanarsınız ki biz 13 yaşındaki bir bayram çocuğuyuz. Nasıl ki bayram sabahlarında çocukken üstümüzde saf bir heyecan olurdu, işte aynı heyecan 1 yıldan fazladır hayatımızda var. Sırf bu heyecan için defalarca iyi ki diyoruz. Detaylı karavan deneyimlerimiz diğer yazılarımızda devam edecek. Sağlıcakla kalın.

Yazar: carettamyclub

28.09.2021